Ana içeriğe atla

Nitelikli

BİZ BU ÜLKEDE ÇOK ŞEY ÖĞRENDİK

Bu blogu açarken kendi kendime çerçeveler çizdim. Mesela diyet önerileri içermeyecekti ya da yazılar asla Kanada günlüğü gibi olmayacaktı. Ancak insanın yaşamı, yeme alışkanlıkları ve hatta hastalıkları bile yaşadığı yere göre şekillenince ister istemez arada kaçamak olabiliyor. Bu kaçamak kaçınılmazdı zira bugün kızımla Kanada'daki 365. günümüz. TORONTO TORONTO PEARSON HAVAALANI ARALIK 2016 Yola tam 1 sene önce bugün, o zaman 6 yaşında olan kızım ve ben, planlarımız, umutlarımız, kaygılarımız ve azıcık gözyaşımız ama çokça amazon dişisi endamındaki cesaretimizle yola çıktık. Kızım adına konuşmam gerekirse, o üstüne düşenin çok daha fazlasını yaptı bu bir sene içerisinde. "Ya Türkiye'ye dönelim diye tutturursa, ya temel düzeydeki İngilizcesiyle arkadaş edinmekte zorlanırsa, soğuk havalarda ne yaparız ki, okulunda sene kaybı olur mu ki" derken; aradan geçen kısacık 1 seneye baktığımda, daha önce Türkiye'de hiç deneyimlemediği halde buz paten...

ZEHİR TOPRAKTA DURDUĞU GİBİ DURMUYOR


Hücrelerimize kadar işlemiş "pestisitler"... Tarım ilaçlarının genel adı... Halk arasında "böcek ilacı... Adına ne dersek diyelim her şekilde zehirli!

Toprakta durduğu gibi durmuyor çünkü toprakta durmayıp soluduğumuz havaya, hayvanların yemine dolayısıyla etine, içtiğimiz suya, emziren annelerin sütüne, çocuklarımızın iliklerine kadar girmiş durumda. "Yıkıyoruz ya sebzeyi meyveyi suyun altında iyice. E kilolarca da yemiyoruz ya bir oturuşta. Bir şey olmaz. Yıllarca bunlarla yaşamadık mı?"

Yaşadık. Ama bakın bir etrafa "kanser" denen illeti nasıl da sık duyuyoruz artık. Gencecik çiftler tüp bebek merkezlerinin kapılarını aşındırıyor kısırlık sebebiyle. Her 7 çiftten birinde infertilite (kısırlık) sorunu varmış. Allerjik, hiperaktif ya da dikkat eksikliği olan çocuklar, düşük kilolu bebek doğuran anneler... Kimle konuşsak ailesinde gencecik en az 1 kanserli hasta var. Elbette tüm bu hastalıkların tek sorumlusu pestisittir denemez. 
Ancak orta ve uzun vadedede "pestisite maruz kalmanın etkileri" üzerine yapılan bir çok çalışma; lemfoma, beyin, prostat, karaciğer ve akciğer kanseri, demans, parkinson ve yukarıda sayılan hastalıklarla, vücutta pestisit birikiminin arasında ciddiye alınacak kadar kuvvetli bağlar olduğunu ortaya koymuştur. (Gıdalarımızda pestisit kullanımı ile ilgili bir diğer yazı için sizi şuraya alalım) 

Zehir kapımıza kadar dayanmış durumda! O halde kapıdan içeri girdikten yapalım mücadelemizi.

Nasıl?

*Tarçın yağı veya sarımsak ile sivrisinekleri uzak tutmak: Tarçın yağı ya da sarımsak suyunu 5 ölçü su ile karıştırıp vücudunuzun açıkta kalan bölgelerine uygulayın. Vücudunuza sürmek istemezseniz aynı karışıma bir bez batırıp yakınınıza bir yere asabilirsiniz. Sarımsak suyu büyük marketlerde satılmayabilir ben yurtdısından getirtiyordum Türkiye'de iken. Ancak yazıyı yazarken gördüm ki online sipariş edilecek çok site var. Hiç biri olmazsa aktardan alacağınız "sarımsak yağı" da aynı işi görecektir.



* Bitle mücadele: Hindistan cevizi yağı (coconut oil) canlı biti sersemletir. Devamında sirke ve çay ağacı şampuanı uygulaması yaparak etkili sonuç alabilirsiniz. Uygulama ile ilgili detay için bakınız "Okullar Açılırken Bit Sorunsalı"



*Köpeklerdeki Pire ve Diğer Dış Parazitler için: Köpeğinizin yemeklerine sarımsak (25 kg. lık bir köpek için 1 ya da 2 diş) ya da elma sirkesi ekleyin. Ancak bu yöntem yemek konusunda seçici hayvanlar için etkisiz kalabilir. Sarımsakların köpeklere zarar verdiği ile ilgili bilgi kirliliği de mevcut. Ancak zarar sadece aşırı miktarlarda verildiğinde ortaya çıkan bir durum. Köpeğinizin yaşlı, rahatsız ya da sizin kafanızın karışık olması durumunda veteriner hekime danışmanızı öneririm. Bu durumda,

Distile edilmiş yani damıtılmış elma sirkesi ve suyu lavanta ya da sedir ağacı yağlarından biri ile (2 ya da 3 damla) karıştırıp püskürtme yöntemi ile uygulama yapabilirsiniz. Dikkat etmeniz gereken bir husus var ki hayvanlar da tıpkı insanlar gibi  allerjik bünyeye sahip olabilirler. Bu nedenle küçük denemelerle başlamanızı tavsiye ederim.

- Yıkama sularına biberiye ya da lavanta yağı da ekleyebilirsiniz. Sedir esans yağı da çok etkilidir. Hatta Kanada ve Amerika'da sedir dolgu uyuma matları satılmakta. İmkanınız varsa getirtebilir (Türk satış sitelerinde göremedim) ya da Amazon gibi güvenilir alışveriş sitelerinden sipariş verebilirsiniz. 

SARIMSAK KEDİLERDE ZEHİR ETKİSİ , BİR ÇOK ESANS YAĞI DA ALLERJİK REAKSİYON YARATTIĞINDAN BU YÖNTEM SADECE KÖPEKLERE UYGULANMALIDIR.

*Meyveleri fırçalayarak yıkamak: Bu yöntem etkili olmakla beraber asla yeterli olmayacaktır. Akan suda iyice temizledikten sonra ayrıca sirkeli su ile hazırlanan karışımı sebze/meyvelerin üzerine uygulamak gerekiyor. Hazırlanışı çok basit.

- 1 bardak su
- 1 bardak elma sirkesi
- 1 yemek kaşığı kabartma tozu
- Yarım limon suyu
Bütün malzemeleri bir kapta karıştırıp spreyli bir şişede bekletirseniz her an kullanıma hazır olacaktır.




Evet vitamini kabuğunda ama maalesef pestisitin yarattığı hasar, kabuğun bize vereceği vitaminden daha güçlü. Bu nedenle olabildiğince kabuklarını soyarak tüketmek gerekiyor.

 Ve tatlıyı sona bıraktım.

*"Organik" tarım ürünlerini tercih etmek: Biliyorum duymaktan belki de sıkıldınız ama en önemli nokta bu. Biraz daha pahalı ama sağlık hepsinden daha pahalı. Sertifikalı ürün bulamadığınız takdirde bile en azından lokal satıcıları tercih edebilirsiniz. Bir ürün ne kadar az yol katederse o kadar tazedir ve katkısızdır bunu unutmayın. Bu arada avokado, muz gibi kalın kabuklu meyveleri organik tercih etmeseniz de olur. Çünkü bu tür meyvelerin kabuğu pestisitin ürüne ulaşmasını engelliyor.

Ancak bu noktada "genetiğiyle oynanmış" ürün olup olmaması konusu devreye giriyor ki bu da apayrı bir yazı konusu.

En fazla pesitisit kullanılan 3 gıda elma, kereviz ve çilek. Unutmadan eklemek istedim. Sonucu değiştiremeyiz ama ailemizi ve çevremizi bilgilendirebiliriz.

google-site-verification: googlec4554302dbe0111b.html









Yorumlar

Popüler Yayınlar